HER anne-baba çocuğuna iyi bir gelecek hazırlamak için çaba gösterir; türlü zorluklara katlanır, onların geleceğini güvence altına almak için ev yaptırır, tarla, dükkân satın alır. Anne-babalar bu işlerle uğraşırken genellikle çocuklarını ihmal eder; çocuklarının okuluyla, dersleriyle ilgilenmezler. İlgilenmek isteyenler de bu işin yolunu yöntemini bilemedikleri için büyük sıkıntı çekerler. Yatırımlarını eve, köye yapan ve bu uğurda dünyanın parasını harcayan bazı velilerimiz iş eğitime gelince paraya kıyamazlar; çocuklarına masal, öykü ve şiir kitapları almaz, onları sinemaya, tiyatroya, okul gezisine göndermezler. Dersleri geri olan çocuklarına özel kurs aldırmaktan kaçınırlar.
VELİ-ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İŞBİRLİĞİ ŞART
VELİ toplantılarına katılmayan, çocuğunun öğretmenlerinin ve gittiği okulun adını bile bilmeyen velilerimizin sayısı az değildir. Eğitim alanında her türlü sorumluluktan kaçan, öğretmenlerle işbirliği yapmaktan uzak duran bazı velilerimiz, başarısız olan, kötü karne getiren çocuğuna; “Bizim çocukta iş yok, haylaz!”, “Öğretmen bizim çocuğa taktı!” demeye başlar… İyi, güzel de, anne-baba olarak senin hiç mi suçun yok? Çocuğuna vakit ayırıyor; onunla oyunlar oynuyor musun? Çocuğunun okulda yaptıklarını soruyor, ev ödevlerini kontrol ediyor musun? Öğretmenlerin düzenlediği toplantılara gidiyor musun? Yapılan uyarıları dikkate alıyor musun? En büyük yatırımın mala mülke değil de, eğitime yapılması gerektiğini biliyor musun?
EĞİTİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATMALIYIZ
OKULDA başarılı olmayan ve bir meslek de öğrenmeyen çocukların durumu yürekler acısıdır. Kötü yola düşen, içkiye, kumara, esrara alışan; iş güç sahibi olmayıp hırsızlık yapan, arsızlığa yönelen ve sonunda hapishaneyi boylayan gençlerin sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur. İşte bu durumda anne-babaların kafaları dank etmeye başlıyor ama artık iş işten geçiyor. Eğitimin önemini kavramış ve çocuklarını okutmak için her türlü çabayı gösteren anne-babaları elbette takdir ediyoruz. Almanya’daki Türk toplumu olarak çocuklarımızın liseye ve üniversiteye gitmeleri, nitelikli mesleklere sahip olmaları ve toplumsal yaşamda üst düzeylere gelmeleri için bir eğitim seferberliği başlatmak zorundayız. Öğretmen ve velilerimiz işbirliği içinde çocuklarımızın başarısına katkıda bulunabilir, tüm sivil toplum kuruluşları da bu çabaya destek olabilirler. Bir dahaki yazımızda, 12 maddede velilerimize önerilerde bulunacağız. Tüm velilerimize, öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarılı bir ders yılı dilerim.